Getting your Trinity Audio player ready... |
İkili ilişkilerin gelişimini özetleyeceğiz ama öncelikle bu anlaşmanın temelinin Şubat 2019’da Varşova’da ABD liderliğindeki bir İran karşıtı konferansta atıldığını vurgulayalım. 2019’da bu amaçla en az üç toplantı yapılmıştı.
Tüm dünyanın tepkisini çeken son ilhak kararını zaten hayata geçiremeyecek olan İsrail, bu anlaşma ile dünyaya İsrail’le “iyi geçinme”nin bölgeye yararlı olacağı inancını da benimsetmiş oluyor bir bakıma. Mısır’dan, BAE’den amacın ilhakı durdurmak olduğu yönünde açıklamalar geldi bile hemen.
Abu Dabi Veliaht Prensi Muhamed bin Zayed, anlaşmayı “İsrail’in Filistin topraklarını daha fazla ilhak etmesini durdurmak için” yaptıklarını söylerken Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi de anlaşmaya “İsrail’in Filistin topraklarını ilhakını durdurma ve Orta Doğu’ya Barış getirmek için adımlar atma anlaşması” adını verdi.
İSRAİLLİ BAKANIN CAMİ ZİYARETİ
BAE’nin İsrail’i Hamas’ın askeri kanadının kurucularından Mahmud el-Mabhouh’ı öldürmekle suçlamasıyla 2010 yılında gerilmiş olan ilişkiler, Kasım 2015’te BAE’nin İsrail’e Dubai’de diplomatik ofis açma izni vermesiyle “iyileşmeye” başladı.
Her iki ülkeden yetkililer, ofisin tek amacının İsrailli diplomatları IRENA (Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı) için daimi bir ofise sahip kılmak olarak açıkladılar. BAE’nin İsrail’i tanımamasına rağmen attığı bu adım ABD ile diplomatik ilişkisi olmayan İran’ın New York’ta bir BM Misyonu’na sahip olmasına benzetiliyor.
Bu adımların devamı tam bir yıl sonra Kasım 2016’da İsrail’in BM nezdindeki temsilcisi Büyükelçi Danny Danon’un bir konferansa katılmak için BAE’ye gizli bir ziyarette bulunmasıyla geldi. İki ülke arasında “yarı gizli” başlayan ilişkilerin Ortadoğu’da bir benzeri yok.
Dönemin İsrail Kültür ve Spor Bakanı Miri Regev, Ekim 2018’de Mekke ve Medine’deki camilerden sonra Müslüman dünyanın üçüncü büyük ibadethanesi olan Abu Dabi’deki Şeyh Zayed Ulu Camii’ni ziyaret etti.
Dubai’de düzenlenen bir turnuvada İsrailli sporcunun birinci olması üzerine Mısır dışında bir Arap ülkesinde ilk kez İsrail Marşı çalındı. İki ülke arasındaki en yakın işbirliği Covid-19 salgını nedeniyle oldu.
BAE’ye ait Etihad Havayolları, Filistinlilerin salgınla mücadelelerine yardımcı olmak amacıyla 14 ton tıbbi malzemeyle bu yılın mayıs ayında İsrail’e gitti. Ancak İsrail’in Batı Şeria’nın bazı bölgelerini ilhak girişimi ilişkilerde bir sarsıntı yarattı.
BAE Dışişleri Bakanı Enver Gargash, İsrail’i girişiminin tehlikeli olacağı konusunda uyarırken İsrail tarihinde bir ilk yaşandı. BAE’nin ABD Büyükelçisi Yusuf el Uteybe İsrail’in en popüler gazetesinde ülkesinin İsrail’in planına muhalefetini ifade eden “Ya Ekleme ya da Normalleştirme” başlıklı bir makale yazdı. Makalenin içeriğinden çok Arap dünyasından bir yetkilinin bir İsrail gazetesinde makale yazması hayli önemli bir gelişmeydi.
Bir kez daha anımsatalım; Beyaz Saray, 17 Aralık 2019’da İsrail ile BAE arasında İran’a karşı koordinasyon konusunda gizli bir üçlü toplantıya ev sahipliği yaptı. Bu toplantıda Başbakan Benjamin Netanyahu’nun Ulusal Güvenlik Danışmanı Meir Ben-Shabbat, BAE’nin ABD Büyükelçisi El Uteybe de “tam diplomatik ilişkilere yönelik geçici bir adım” olarak bir saldırmazlık paktını tartıştılar. Yani varlık nedeni İran karşıtlığı olan “tarihi” anlaşmanın ne kadar “barış” içerdiği elbette tartışma konusu.