Getting your Trinity Audio player ready... |
Bu siyasi yapılanma aslında sonuçtur, neden değil.
Sorunumuz 100 yıldır aynı.
Batı emperyalizmi; yüzyıllardır sömürdüğü bu bölgede (petrol coğrafyası ve İslam alemi) ANTİ-EMPERYALİST ve TAM BAĞIMSIZLIK ideolojisi ile yürüyen, laik bilgi toplumu olmak için çağdaş bilimsel eğitimi seçmiş, karma ekonomi ile sanayileşmeye ve teknoloji üretmeye yönelmiş, “yurtta barış dünyada barış” diyerek bölge merkezli dış politika ile bölge liderliğine soyunmuş bir TÜRKİYE CUMHURİYETİ, ki biz O’na KEMALİST DEVLET – ATATÜRK CUMHURİYETİ diyoruz, istemiyor, çok açık.
Emperyalizm yüz yıldır LAİK CUMHURİYETİ ( KEMALİST DEVLETİ ) -bu nedenle- yıkmaya, Orta Doğu tipi diyebileceğimiz, totaliter, referansı İslam olan bir DİN DEVLETİ’ ne dönüştürmeye çalışıyor.
20. yy başında da bu idi hedefi, bugün de bu.
2. Dünya Savaşı sonrasından itibaren ülkemizde hem iktidar, hem muhalefet ve hem de toplum bu amaca uyumlu hale getirilmeye çalışılıyor.
50’ li yılların Köy Enstitüleri cinayeti ve Marshall yardımları ile başlayan bu emperyal çaba, 60’ ların “Barış Gönüllüleri” ve süt tozu yardım(!)ları, 70’lerin Haşhaş yasakları, silah ve ekonomik ambargoları, 80’ lerin dinselleştirilen eğitimi ve Maraş-Çorum kitle katliamları, 90’ların faili meşhur cinayetleri ve Madımak Kırımları, 2000’lerin F Tipi devlet ve Ilımlı (ABD) İslamı yaratma taktikleri ile bugüne geldi, ama strateji hiç değişmedi, sonuç meydanda.
Kısa dönemlerde ( 1960’ lar -27 Mayıs ve 1961 anayasası-,1970’ler -Ecevit iktidarları- ve kısmen de 90’lar -Kardak- ) cılız da olsa direnç gösterilebilmiş ise de – maalesef – emperyal plan istikrarla yürütülebildi, yürüyor.
12 Mart 1971 ve tamamlayıcısı 12 Eylül 1980 darbeleri tam bir SOL ve KEMALİST siyasal kadro, aydın ve birikim yıkımı, kırımı yarattı.
Ardından Özal – Demirel iktidarları ile mesafe kateden KARŞI DEVRİM nihayet son 18 yılın ardından “15 Temmuz Allah’ın lütfu” ile rejimi de değiştirdi.( C. Rice’ ın 2003’ de BOP’ u tanıtır, malûm haritasını sunarken söylediği ‘Kuzey Afrika’dan Çin sınırına 22 ülkenin rejimleri ve sınırları değişecek’ sözü )
Görülmesi gereken; Menderes, Demirel, Özal, Erdoğan türdeşliğidir.
Menderes’in Said Nursi’ si, Demirel’ in Kemal Pilavoğlu’ su, Özal’ ın Nakşibendileri ve Erdoğan’ ın Fetullah’ ı bu türdeşliğin yol arkadaşlarıdır ve tamamı ABD ( CIA ) mamulatı, emperyalizm taşeronlarıdır. Tıpkı bu türdeşliğin yarattığı PKK’ dan PYD- YPG’ ye, FETÖ’ den METÖ’ ye diğer etnik ve mezhep temelli bölücü terör örgütleri gibi.
Görülmesi gereken; Fetullah Gülen’ in de ( Cübbeli cübbesiz diğerlerinin de), A. Öcalan’ ın da, DP’ den AKP’ ye 70 yılın DİNCİ iktidarlarının da, devşirilmiş – ele geçirilmiş muhalefet odaklarının da ( dün Sevr, bugün BOP adı verilmiş ) bu emperyal planın yurt içi aktörleri olarak – farkında olarak ya da olmadan – rol üstlendikleri, görev yaptıklarıdır.
Dolayısıyla bu emperyal planı; dış senaristleri ve iç aktörleri ile birlikte deşifre etmeden, yarattığı sömürü düzenini ( serbest piyasa ekonomisi diyorlar ) halka anlatmadan, verilecek mücadelenin ekonomik-sosyal-psikolojik politikalarını oluşturup açıklamadan ve cepheyi emperyalizm karşısında kurmadan ne parti içi, ne de genel iktidar mücadelesi verilebilir.
Kanımca CHP içinde başlatılacak bir HAREKET; sorunu doğru saptamak, yol haritasını doğru belirlemek, kadrolarını doğru oluşturmak, hedefini ve hedef kitlelerini doğru seçmek, her alan için politikalarını da açıklıkla ortaya koymak zorundadır. Ama öncelikle ve mutlaka CHP’ nin “Aydınlanma Devriminin Siyasal Örgütü “ olma özgörevi ve antiemperyalist olma bilinci ile yüklü ve yükümlü olduğunu unutmamalıdır.
Sorunu sadece bir parti içi iktidar değişimi olarak gören, bireysel, ben merkezci, ideoloji ve kadrodan yoksun, “O yapamıyor, ben yaparım” yaklaşımı sığ, yanlış ve peşinen başarısızlığa mahkûmdur.
Saygılar.