Getting your Trinity Audio player ready... |
Haber: [Erdem UYGUR – Özel Haber]
SOLMEDYA – İstanbul’un sadece lüks semtlerinde değil, taşra mahallelerinde bile meyve fiyatları adeta ateş pahası. Özellikle yaz mevsiminin habercisi olan kirazın fiyatı, dar gelirlinin ulaşamayacağı seviyelere geldi. İstanbul pazarlarında 1 kilogram kirazın fiyatı 290 liraya kadar çıkarken, asgari ücretli bir çalışanın bu meyveye ulaşabilmesi için yaklaşık 2,5 saat çalışması gerekiyor.
2025 yılı itibarıyla saatlik asgari ücret 115,58 TL. Bu da demek oluyor ki, bir kilo kiraz için ödenen ücret, 2,5 saatlik emeğe bedel. Üstelik bu hesapta ev kirası, fatura, ulaşım ve diğer temel giderler henüz yok.
Kiraz Lüks, Meyve Rüya Oldu
Eskiden dar gelirli sofraların vazgeçilmezi olan meyveler, artık “lüks tüketim” sınıfına girmiş durumda. Sadece kiraz değil, kayısı, karpuz ve erik gibi mevsim meyveleri bile etiket fiyatlarıyla şaşkınlık yaratıyor.
Çukurova’da Tarım Alarm Veriyor
Ülkenin en verimli ovalarından biri olan Çukurova’da bile tarlalar boş kalmaya başladı. Çiftçilerin deyimiyle “tarım bitme noktasında”. Mazot, gübre ve sulama maliyetlerindeki artış, çiftçiyi üretimden koparıyor.
Mazot fiyatları yıl başından bu yana %80’e yakın arttı.
Gübreye gelen zamlar nedeniyle tarlaların çoğu ekilmeden bırakıldı.
Nakliye masrafları ise ürünü hâlden getirmesi neredeyse imkânsızlaşmaya başladı.
Bu tablo, yalnızca kırsalı değil; şehirde yaşayan milyonlarca vatandaşı da doğrudan etkiliyor. Çiftçi üretemeyince, şehirlinin sofrası da boş kalıyor.
Nakliye Ücreti Ürünü Solladı
Taşıma maliyetleri, artık ürün fiyatını geçer hâle geldi. Adana’dan İstanbul’a bir kamyon kiraz getirmek için ödenen nakliye bedeli, aracın taşıdığı ürünün toplam değeriyle yarışıyor. Bu da fiyatların zincirleme şekilde katlanmasına neden oluyor.
Pazar Filesi Boş, Tencere Kuru
Vatandaş, markete ya da pazara artık meyve-sebze almak için değil, “bakmaya” gidiyor. Halkın büyük çoğunluğu, meyveyi manav tezgâhında izlemekle yetiniyor. Sosyal medyada paylaşılan “bir kiraz tanesi 10 TL”, “karpuz dilimle satılıyor” gibi yorumlar abartı değil, acı gerçeğin ta kendisi.
Ekonomi Büyüyor(!), Sofralar Küçülüyor
Resmî rakamlar ekonomik büyümeden söz etse de, halkın cebindeki gerçek enflasyon başka bir şey söylüyor. Gıdaya ulaşmak, artık temel bir yaşam hakkı olmaktan çıkıp, bir mücadeleye dönüşmüş durumda.
Sokaktaki vatandaş soruyor:
“Üretici kazanamıyor, tüketici alamıyor. O zaman bu fiyatları kim belirliyor?”
Yetkililere Çağrı: Gıda Krizi Kapıda
Uzmanlar, artan tarım girdileri ve üretici kaybı nedeniyle önümüzdeki aylarda meyve-sebze fiyatlarında daha da büyük artışlar bekliyor. Bu da halk sağlığı açısından ciddi bir tehdit anlamına geliyor. Uzmanlar, acil tarım ve gıda politikalarının devreye sokulması gerektiğini vurguluyor.