Getting your Trinity Audio player ready... |
SOLMEDYA – Ossowski, Türkiye ile AB arasındaki işbirliğinin çeşitli alanlarda sürdüğünü hatırlatarak, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın AB Gayriresmi Dışişleri Bakanları toplantısına katılımını önemli bir gelişme olarak değerlendirdi. Ayrıca, Türkiye ile AB arasında, Rusya’ya yönelik yaptırımların delinmesini önleme noktasında ortak bir anlayış geliştirildiğini söyledi.
‘TÜRKİYE’Yİ KİMSE ZORLAMADI’
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla birlikte ‘ilişkilerin biraz soğuduğuna’ dikkat çeken Ossowski, Türkiye ile AB arasında Ankara’nın ‘aday ülke’ olarak yeniden angajman kurulabilmesi için bazı koşullar olduğunu ve bu koşullardan birisisin de iç reformlarda ilerleme sağlanması ile demokratik haklarda gerileme yaşanmaması olduğunu söyledi. 7 Mayıs’ta Avrupa Parlamentosu’nda kabul edilen ve Türkiye’ye bir dizi eleştiri getiren Türkiye raporunu anımsatan Ossowski ‘ahlaki üstünlük taslayıp yargılayıcı olmak istemediklerini’ söyledi. Buna karşın Ossowski, “Kimse Türkiye’yi zorlamadı, Türkiye kendi aday olmak istedi. Ve bu adaylık, hukuk devleti, demokrasi, ifade özgürlüğü, toplanma özgürlüğü gibi Kopenhag kriterlerine bağlılığı içeriyor” diye konuştu. İmamoğlu’nun X hesabının erişime engellenmesini de değerlendiren Ossowski, “Bu platformun ne kadar önemli olduğu da tartışmalı. Ama ifade özgürlüğüne ihtiyacımız var ve muhalefetin de görüşlerini dile getirebilmesi gerekir. Demokratik bir rekabet ortamına ihtiyacımız var. Bu son gelişmeleri ben de gördüm ve bunun olumlu bir gelişme olmadığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
‘ÇIKAN HABERLER PROPAGANDA’
Türk yurttaşlarının Schengen vizesi alırken yaşadığı zorluklar ve ret oranlarının yüksekliğinin anımsatılması üzerine ise Ossowski, Türkiye’nin Çin’den sonra en fazla Schengen vizesi alan ülke olduğunu söyledi. Medyada konuya ilişkin çıkan haberlerin ‘propaganda niteliğinde’ olduğunu öne süren Ossowski, “AB ya da Schengen ülkeleri ‘Türk vatandaşlarının vize başvurularını reddediyor, kapıları kapatıyor’ gibi iddialar tamamen yanlış. Türk vatandaşlarının çok girişli ve uzun süreli vize almasını kolaylaştıracak uygulama konusunda ciddi şekilde çalışıyoruz” dedi. Türkiye’nin vizesiz seyahat için gerekli kriterleri yerine getirmeyen tek aday ülke olduğunu vurgulayan Ossowski, ayrıca Türkiye’de bazı seyahat acentelerinin vize konusunda yurttaşları dolandırdığını ve bu konuda Türk hükümetiyle yakın çalışma içinde olduklarını aktarda. Ossowski, “Eğer gerçekten istenirse, kriterler karşılanırsa Schengen ülkelerine vizesiz seyahat mümkün olur” dedi.
‘İNSAN HAKLARINA AYKIRI’
Türk yurttaşlarının yaşadığı vize sorununa ve AB’li yetkililerden gelen açıklamalara ilişkin gazetemiz Cumhuriyet’e değerlendirmede bulunan İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas, öncelikle vize sürecinin ‘sancılı’ bir hâle geldiğini belirterek vize görüşmelerinde yurttaşlardan istenilen detaylı kişisel belgelerin ağırlığına dikkat çekti. Sürecin neredeyse ‘insan haklarına aykırı’ bir hâl aldığını söyleyen Nas, “Vize serbestliği sürecinde umutlandık. Türkiye önemli atılımlar yaptı. 72 kriterden 66’sını yerine getirdik. Biyometrik pasaportlara geçtik ancak ‘tüm kriterleri tamamlayın ondan sonra düşünürüz’ deniyor. Ancak şu an olan fiili bir durum var ve en azından bu süreci nasıl daha kolaylaştırabiliriz buna bakmak gerek. Bu aynı zamanda AB algısını da etkiliyor. İnsanlar büyük bir haksızlığa uğradığı algısına kapılıyor. Açıklamalarda deniyor ki ‘hayır biz en çok vizeyi Türkiye’ye veriyoruz. Bu sorunlar hatalı ya da eksik başvurulardan kaynaklanıyor, bizden değil.’ Ancak görülüyor ki sorun bununla sınırlı değil” diye konuştu.
‘ÜSTÜ ÖRTÜLÜ YAPTIRIM’
Tamamen güvenilir başvuru örneklerinde de ret yaşanabildiğini anımsatan Nas, “Bazen Erasmus öğrencisi kabul edilip burs alıyor ama gidemiyor. Bu sorun artık sadece teknik ve idari bir sorun olmanın ötesine geçti. AB’li yetkililer bunu söylemiyorlar ama sorunun arkasında yatan sebepler var. Onların kafasında vize alıp orada kalmaya devam eden, yasa dışı bir şekilde orada kalmaya devam edebilecek insanlar var. Bu tür şeyler güven eksikliği yaratıyor. Özellikle gençlere ilişkin ‘vize alıp burada kalacak’ şüphesi var. Üstü örtülü bir yaptırım gibi” ifadelerini kullandı. Vize randevusu bulmanın bile çok zor olduğunu anımsatan Nas, “Türkiye tüm kriterleri tamamlasa bile acaba parlamento ve konsey ‘evet vize kalksın’ diyecek mi? Bunu güvenlik meselesi olarak görüyorlar. Şu anda madem koşulları karşılayamıyoruz o zaman vize kolaylaştırmaya değinmemiz lazım. Bunun Türklere yönelik ayrımcı bir uygulama olduğunu kabul etmiyorlar ama vize sürecinin giderek daha sancılı olduğunu söylemek mümkün. 2023 verilerinde yüzde 16’ya varan ret oranı vardı. Bazı ülkelerde bu oran yüzle 40’lara, 50’lere kadar çıkabiliyor” dedi.
ÖĞRENCİLER BİLE ALAMAMIŞTI
AB yetkililerinden gelen olumlu açıklamalara karşın Türk yurttaşlarının vize mağduriyeti öğrencileri bile etkiliyor. Geçtiğimiz yıl İtalya’da çeşitli üniversitelerden kabul alan bine yakın öğrencinin vize başvurusu reddedilmiş veya yanıtsız bırakılmıştı. Konu Roma’da mahkemeye taşınmış ve eğitim vizesi taleplerine ret verilmesi üzerine İtalya’ya karşı itiraz davaları açan öğrencilerin haklı olduğu yönünde kararlar almaya başlanmıştı. Bazı öğrenciler böylelikle eğitim haklarına ve vizelerine kavuşabilmişti. Öte yandan öncesinde Dünya şampiyonu milli sporcu Melis Umay Doğu’nin vize başvurusu reddedildiği için Macaristan’da düzenlenen bir şampiyonaya katılamayacağı yönünde haberler basına yansımıştı. Türklerin vize reddi sebepleri arasında en çok ‘maddi yetersizlik’ ve ‘iltica riski’ bulunuyor. AB yetkilileri Schengen vizesi için öğrenciler ve iş insanları başta olmak üzere kolaylık sağlanacağını söylemeye devam ediyor.