Tevfik KIZGINKAYA

Sahte-kâr

Sahte kâr nedir? Gerçek olmayan, sahte işlerden elde edilen kazançtır,

Advert
service
3
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Advert

Sahte nedir? Gerçek olmayandır,

Sahte kâr nedir? Gerçek olmayan, sahte işlerden elde edilen kazançtır,

Paradır, maldır, unvandır, makamdır, çıkardır…

Sahtekâr nedir? Sahte işlerden kazanç sağlayan kişidir.

Sahte işlerin hukuktaki karşılığı suçtur, sahtekârlar da suçludur.

*

Hukuk devletinin yok edildiği memlekette,

Meydanı boş bulmuş sahtekârlar,

Kişisel bilgilerimizi, sınav sorularını, e-imzaları çalmışlar,

Sahte işlerle sahte kârlar kazanmışlar.

Sahte kimlik belgeleri, sahte diplomalar, sahte ehliyetler, sahte tapular…

Sahte vatandaş, sahte akademisyen, sahte doktor, sahte öğretmen, sahte avukat, sahte mühendis, sahte psikolog, sahte eczacı, sahte şoför…

Torbacıdan narkotik şube başkomiseri, halı yıkamacıdan uzman psikolog…

Gazeteci Murat Ağırel 10 ay önce Cumhuriyet’te yazmıştı “Sahte diploma furyası”nı.

Sahte diploma düzenleyen kişiler “e-Devlet garantili sahte diploma” diye ilanlar bile vermişler.

*

Ekrem İmamoğlu’nun gerçek diplomasına sahte diyen…

Sahte tanıklar, sahte itirafçılarla belediye başkanlarını tutuklayan…

Sahte diplomalılarla devlette kadrolaşan,

Gerçeklerden korkan, gerçekleri yazanı, anlatanı hapse sokan iktidar,

Bu kadar sahte işler ve sahtekarlar karşısında dut yemiş bülbül.

*

Konuşan bazıları da oldu.

Padişah torunuyum diye gezen sahte diplomalı kişi “asalet, iftiraya cevap vermez, sessizliğim asaletimdendir” deyince “sahte asaleti” de duymuş olduk.

Prof. Dr. Şinasi Gündüz, kendi sahte-kârlıklarının üstünü örtmenin ahlaksızlığıyla,

Sahte diploma olayını düşündükçe fena oluyorum, Kemalist sistem tam bir foseptik” demiş.

İlahiyat fakültesi dekanı, Türkiye Bilimler Akademisi üyesi olmuş ama,

Taşıdığı Türkiye Cumhuriyeti kimliğinin vatandaşı ve “ahlaklı insan” olamamış.

*

Gerçek olan, bu sahtekarlıkları tek adam düzeninin yarattığıdır.

Devlet kanunsuz, kuralsız, liyakatsiz kişilerle yönetilirse…

Devleti yönetenler denetlenmezse, hesap vermezlerse…

Milleti değil, haksızca kendilerini kalkındırırlarsa…

Hukuksuzluğun, yolsuzluğun üstü örtülürse…

Kadınları, çocukları öldürenler cezasız bırakılırsa…

Hırsızlık, yolsuzluk yapanlar görmezden gelinirse…

Sahtekarlar da sahte-kârlıklar da çoğalır, normalleşir.

*

Böylesi başıbozuk, haksız, hukuksuz, kuralsız bir düzeni,

Demokratik, Laik, Sosyal Hukuk Devletini yıkmak isteyenler yaratır.

Her gün, her mikrofona “Türkiye hukuk devletidir, yargı bağımsızdır…” diyenler,

Bu sahte-kârlıkları “Fetöcüler, iktidarımızı devirmek isteyen vatan millet düşmanları” yaptı diyebilirler.

Üç gün sonra bütün bu sahtekarlıkların nedeni,

Eski Türkiye’dir, Cumhuriyet düzenidir, darbe anayasasıdır” diyebilirler.

Çözüm olarak da;

  • Yeni sivil ve demokratik bir anayasa yapılmalıdır,
  • Eski düzen değişmelidir, yeni bir düzen gereklidir,
  • ABD’li dostlarımızın dediği gibi “Osmanlı Milletler sistemine” dönülmelidir, diyebilirler.

*

Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk 100 yıl önce bu sahtekarlıkların nedenini söylemiş.

Cumhuriyet, ahlaksal erdeme dayanan bir yönetimdir, erdemdir.                                                  

Sultanlık, korku ve tehdide dayanan bir yönetimdir.                                                                                                                                                                                                              Cumhuriyet yönetimi, erdemli ve namuslu insanlar yetiştirir.

Sultanlık korkuya, tehdide dayandığı için korkak, alçak, sefil, rezil insanlar yetiştirir.

Aradaki fark bunlardan ibarettir.

(1925, Atatürk’ün S.D.U, s.231)

*

Çözüm bellidir;

Demokratik, Laik, Sosyal bir Hukuk Devletidir.

Yeniden Atatürk Cumhuriyeti’dir.

Sahte-kâr
+ - 3

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 9 Ağustos 2025, 21:13

    Kaleminize sağlık

  2. 9 Ağustos 2025, 22:00

    yazılarınızı takip ediyorum, doğruları o kadar yalın ve çıplak olarak ifade ediyorsunuz ki çaresizliğim her geçen gün artıyor ,tam 32 yıl STK larda ,meslek odam da inanarak Cumhuriyetimizi koruma adına çalıştım…çalıştım, 80 yaşıma geldim,biz ne yaptık…..nasıl bu günlere geldik ,çaresizliğime dayanamıyorum….

  3. 10 Ağustos 2025, 09:48

    Bu Solcu yazarlar Atatürk’e sığınırlar fakat KEMALİZMİ agizlarina almadıkları gibi ret ederler. Acaba nedendir. Bilen varmı.

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin