CHP’li Belediyelere Yapılan Operasyon, Halka Darbedir

Türkiye, 5 Temmuz sabahına halk iradesini hedef alan yeni bir yargı operasyonuyla uyandı. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere ve Büyükçekmece Belediye Başkan Vekili Ahmet Şahin gözaltına alınması, hukukun değil siyasetin konuştuğu bir rejimle karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha gösterdi.

İktidar, seçimle kazanamadığı belediyeleri yargı yoluyla ele geçirme planını adım adım uyguluyor. Saraydan verilen talimatlarla hareket eden yargı mensupları, kamuoyuna “rüşvet” ve “irtikap” iddiaları servis ederek meşruiyet süsü vermeye çalışıyor. Ancak halk biliyor: Bu bir hukuk değil, intikam operasyonudur.

Bu operasyon, yalnızca CHP’li belediye başkanlarını hedef almıyor. Bu, doğrudan onları seçen milyonlarca yurttaşın iradesine karşı yapılmış bir darbedir.

İktidar Seçimi Kaybetti, Yargıyı Sahaya Sürdü

Adana, Antalya, Adıyaman ve Büyükçekmece… CHP’li yerel yönetimlere eş zamanlı başlatılan operasyonlar, AKP’nin seçimle kazanamadığını yargı sopasıyla alma stratejisinin parçasıdır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı dosyalar, “itirafçı” beyanları, eski defterler ve muğlak suçlamalarla şekillendirilmiştir.

Zeydan Karalar’ın Seyhan Belediye Başkanlığı dönemine ait iddiaların yıllar sonra yeniden gündeme getirilmesi, Abdurrahman Tutdere’nin daha göreve yeni başlamışken “irtikap” iddiasıyla gözaltına alınması, Muhittin Böcek’in uzun süredir hedef alınması tesadüf değildir. Bunların hepsi, planlı ve merkezden yönetilen bir siyasi hamlenin parçalarıdır.

Medya Susturuldu, Yargı Salındı

Operasyonun sabahında Halk TV ve Sözcü TV gibi muhalif medya organlarının “teknik arıza” gerekçesiyle susturulmuş olması, sürecin medya boyutunun da organize edildiğini ortaya koyuyor. Kamuoyunun haber alma hakkı gasp edilmiş, yargı operasyonu medya karartması eşliğinde yürütülmüştür.

Bu tablo, artık yalnızca belediye başkanlarını değil; basını, muhalefeti, halkı ve demokrasiyi hedef alan çok yönlü bir saldırıdır.

Yargı, Saraydan Aldığı Emirle Hareket Ediyor

Bugün Türkiye’de yargının bağımsız olduğuna inanan kimse kalmamıştır. Yargı artık iktidarın sopasıdır. Saraydan gelen emir, önce savcının kalemine, sonra emniyetin baskınına, en sonunda da televizyon ekranlarında servis edilen bir “operasyon başarısı” haberine dönüşmektedir.

Muhalefet belediyeleri, halkçı hizmet anlayışları, sosyal yardımları ve şeffaf yönetimleriyle iktidarın rant düzenine çomak sokmuştur. Asıl suçları budur. Bu belediyeler halkın yanında durdukları için hedeftedir.

Bu Darbe Sandığa Değilse Bile Halka Yöneliktir

Seçimle gelenleri, kumpasla götürmeye çalışan bir siyasi irade ile karşı karşıyayız. Bu bir yargı darbesidir. Üniformalı değil ama cüppeli; tanklı değil ama kelepçeli bir darbedir.

Ama halk bu oyunu görmektedir. Çünkü bu ülkede halk, defalarca aynı senaryoyu izledi. Dosyalarla, medyayla, yargıyla yürütülen siyaset mühendisliğinin sonunun ne olduğunu hep birlikte gördü.

Son Söz: Bu Defteri Halk Kapatmayacak

İktidar artık yalnızca yargıya değil, toplumsal hafızaya da saldırmaktadır. Ama unutuyorlar: Bu halk adaleti unutmaz. Bu halk iradesine sahip çıkar.

CHP’li belediyelere yapılan bu operasyon, bir partiyi değil; bir halkı hedef almaktadır. Ve o halk, gün geldiğinde bu hesabı sandıkta soracaktır.

Yargı saraya bağlı olabilir,
ama halk diz çökmez.