Tarih boyunca, ulusların varlıklarını ve bağımsızlıklarını korumaları, hukuki ve diplomatik kazanımlarla güvence altına alınmıştır. Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesi, Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası ile şekillenmiş ve uluslararası hukuk tarafından tanınmış bir devlet olarak varlığını sağlamlaştırmıştır. Ancak, bugün bazı söylemler bu temel kazanımları inkâr ederek alternatif bir tarih kurgulamaya çalışmaktadır.
Lozan ve 1924 Anayasası: Türkiye’nin Temel Taşları
Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi statüsü, sınırları ve egemenlik hakları, Lozan Antlaşması ile uluslararası alanda kabul edilmiştir. Bu antlaşma, Türkiye’nin yabancı güçlerin kontrolündeki Sevr Anlaşması’na karşı mücadelesinin hukuki tescilidir.
- Lozan Antlaşması, Türkiye’nin tam bağımsızlık hakkını uluslararası arenada garanti altına almıştır.
- 1924 Anayasası, Türkiye Cumhuriyeti’nin ulus-devlet temelinde inşasını sağlayarak bütün vatandaşları kapsayan bir devlet anlayışını benimsemiştir.
Buna rağmen terör örgütleri ve onların destekçileri, Türkiye’nin temel kazanımlarını inkâr ederek kendi siyasi söylemlerini meşrulaştırmaya çalışmaktadır. PKK’nın, Lozan ve 1924 Anayasası’nı hedef göstermesi, terör propagandasının bir parçası olarak dikkat çekmektedir.
PKK’nın Söylemi: Manipülasyon ve Gerçeklikten Uzak İddialar
PKK’nın yaptığı açıklamalarda, Lozan ve 1924 Anayasası’nın Kürt halkını hedef aldığı ve inkâr politikasının kaynağı olduğu iddia edilmektedir. Ancak tarihsel gerçekler, bu söylemin ideolojik bir çarpıtma olduğunu ortaya koymaktadır.
- Lozan, Türkiye’nin bağımsızlığını ve sınırlarını belirleyen bir antlaşmadır, belirli bir etnik gruba yönelik herhangi bir ayrım veya inkâr içermemektedir.
- 1924 Anayasası, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel hukuk sistemini oluşturmuştur ve vatandaşlarına eşit haklar tanımaktadır.
Dolayısıyla, Türkiye’nin ulusal egemenliğini hedef alan söylemler, yalnızca devleti ve milleti bölmeye yönelik siyasi argümanlardan ibarettir. Türkiye Cumhuriyeti, hiçbir etnik grubu yok sayan değil, tüm vatandaşlarını eşit gören bir yapıya sahiptir.
İnkâr ile Barış Sağlanamaz: Türkiye’nin Güvenliği ve Geleceği
Gerçek barış, siyasi manipülasyonlarla değil, hukuk ve diplomasi temelinde inşa edilir. PKK ve benzeri yapıların Türkiye’nin kurucu değerlerini hedef alan söylemleri, barışı değil istikrarsızlığı artıran bir unsurdur.
- Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesi, uluslararası hukukla güvence altına alınmış ve milletin iradesi ile şekillenmiştir.
- PKK’nın söylemleri, tarihsel gerçekleri çarpıtarak terör propagandasını sürdürmeyi hedeflemektedir.
- Barışın temel şartı, Türkiye’nin egemenlik haklarının kabul edilmesi ve tüm vatandaşlarının eşit haklara sahip olduğunun tanınmasıdır.
Türk varlığını inkâr ederek barış sağlanamaz. Türkiye, tarihi boyunca bağımsızlığı için mücadele etmiş, hukuki kazanımlarını korumuş ve bölgesel barışın tesis edilmesi için büyük adımlar atmıştır. Barış ancak, ulusal egemenliği hedef alan propagandaları reddederek ve milletin iradesine sahip çıkarak mümkün olabilir.






Aynen katılıyorum