Türkiye, son yıllarda yalnızca ekonomik krizle değil, daha derin ve sarsıcı bir sorunla karşı karşıya: devlet yönetiminde tarafsızlığın kaybolması. Partili cumhurbaşkanlığı sistemi, başlangıçta istikrar vadediyordu; ancak bugün gelinen noktada sistem, devletin tüm organlarını bir partinin çıkarlarına göre şekillendiren, kurumları felç eden ve toplumsal güveni eriten bir yapıya dönüştü.
Son 23 yılın sonunda Türkiye, başladığı yerden çok daha kötü bir ekonomik tabloyla, adalet krizinin derinleştiği, liyakatın yok olduğu ve siyaset–sermaye ilişkilerinin çürüttüğü bir yönetim kültürüyle karşı karşıya kaldı.
Siyasi partiler artık sorun çözen değil, bizzat sorunun kendisi olan yapılara dönüşmüş durumda.
Neden Partili Cumhurbaşkanı Artık Türkiye’yi Taşıyamıyor?
- Tarafsızlık tamamen yok oldu.
Devlet, herkesin değil; bir grubun çıkarına göre işleyen bir mekanizmaya dönüştü. - Kurumlar çökertildi.
Partili cumhurbaşkanlığı; yargıdan TÜİK’e, Merkez Bankası’ndan kamu atamalarına kadar tüm alanlarda liyakati yok eden bir sadakat düzeni yarattı. - Toplum siyasetten nefret eder hale geldi.
Çünkü siyaset, son dönemde kirli ilişkiler, çıkar ağları ve kamu kaynaklarının paylaşımı üzerinden yürütülüyor. - Ekonomik kriz yönetilemiyor.
70 yıldır görülmemiş bir yoksullaşma yaşanırken, iktidarın da muhalefetin de sunduğu “çözüm önerileri” topluma umut aşılamıyor.
Çünkü toplum artık biliyor ki:
Partili bir figür, ülkenin ortak aklını temsil edemez. - Kutuplaşma rekor seviyede.
Partili cumhurbaşkanı modelinin özünde toplumun yarısını karşıya itmek var. Bu model sürdürülemez.
Türkiye’nin Bugün İhtiyacı Olan Profil: “Ağabeylik ve Devlet Aklı” Taşıyan Bir Cumhurbaşkanı
Toplum artık siyaset üstü bir figür arıyor.
Siyasi parti generalini değil; ülkenin moral ve siyasal onarımını yönetecek nitelikli bir devlet büyüğünü.
Böyle bir cumhurbaşkanı:
- Hiçbir partiye göbekten bağlı olmayacak.
- Partilerin değil, milletin ortak adayı olacak.
- Devleti temsil ederken yalnızca hukuka dayanacak.
- Eğitim, birikim, nezaket ve güvenilirliğiyle toplumda karşılık bulacak.
- Lidere değil, devlet aklına ve kurumsallığa yaslanacak.
- Siyasetin çürüttüğü ahlakı yeniden ayağa kaldıracak.
Türkiye’nin bugün ihtiyacı olan şey bir “kahraman” değil;
aklıyla, duruşuyla, temizliğiyle ortak güven yaratacak bir devlet insanı.
Partilerin Görevi: Birbirlerine Karşı Aday Çıkarmak Değil, Ortak Bir Vicdanı Bulmak
Gelecek seçimler klasik bir iktidar-muhalefet yarışından ibaret olmayacak.
Toplum bunu çoktan hissetti: Bu seçim, devlet çürümesin diye yapılacak bir onarım seçimi.
Bu nedenle:
- Partilerin şimdiden “aday pazarlığına” yönelmesi toplumda karşılık bulmuyor.
- Halk, kapalı kapılar ardında belirlenmiş partili adayları değil;
donanımıyla öne çıkan, siyaset dışı kalmış saygın bir ismi görmek istiyor.
Kıbrıs seçimleri bunun açık göstergesiydi:
Halk, bütün siyasi tahminleri boşa çıkararak sandıkta “dayatılan”ı değil, “inandığını” seçti.
Bugün Türkiye’de de aynı ruh hâkim.
Sonuç: Türkiye’yi İçine Düşürüldüğü Bataktan Çıkaracak Olan, Partisiz Bir Cumhurbaşkanıdır
Türkiye artık tarafsızlık, devlet aklı, ahlak, liyakat ve güven arıyor.
Çıkış yolu bellidir:
- Partiler üstü
- Tarafsız
- Kirli ilişkilerden uzak
- Eğitimi, birikimi, karakteri ve duruşuyla toplumun büyük çoğunluğunun saygısını kazanmış
- Siyasete bulaşmamış ama devleti yönetme olgunluğuna sahip
ortak bir cumhurbaşkanı adayı
Bu profil, ülkenin kaderini değiştirebilecek tek gerçek alternatiftir.
Siyasetin tükenmişliği ancak böyle bir liderliğin açacağı toplumsal muhalefetin başlatacağı yeni yol ile aşılabilir. Böylesine bir adayın da bu toplumun içinde vardır, gün geldiğinde mutlaka elini taşın altına koyarak çıkış yapacak inancını taşıyorum.
Mustafa Kemal Atatürk’ün söylemiyle, “Milletin İstiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır”




çok doğru bir tespit
sınıfsal çıkar çatışmalarını unutuyorsun
olması gerekenleri söylüyorsun
olmayacak duaya amin denilmez
Ülkenin çivisi çıkarttılar.
çökme çökertme çürütme oyaniyor
ABD patentli işler
Zaho ağa bu işle yine ağa kalır.
çözüm
güçte iki maddelik anayasa değişikliği 1982 Anayasa ve değişiklikleri yürürlükten kaldırılmıştır
1961Anayasadi yürürlüğe konulmuştur
velhasıl vesselam