Burhanettin YILMAZ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yerel Yönetimlerde Katılım Kültürü ve Tuzla Belediyesi

Yerel Yönetimlerde Katılım Kültürü ve Tuzla Belediyesi

Yerel yönetimlerin en temel görevi, yalnızca hizmet üretmek değil; yurttaşların karar alma süreçlerine doğrudan katılımını sağlamaktır. Çünkü demokrasi, sadece sandığa indirgenemez.

Advert
featured
service
2
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Advert

Yerel yönetimlerin en temel görevi, yalnızca hizmet üretmek değil; yurttaşların karar alma süreçlerine doğrudan katılımını sağlamaktır. Çünkü demokrasi, sadece sandığa indirgenemez. Bir belediyenin gerçek demokratik ölçüsü, halkın kendi yaşamına dair kararları ne ölçüde belirlediğiyle ilgilidir.

Katılım kültürü, yurttaşların yalnızca seçimden seçime oy vermesinden ibaret değildir. Mahalle meclislerinden halk toplantılarına, bütçe görüşmelerinden belediye projelerinin planlama aşamalarına kadar yurttaşın söz sahibi olduğu, denetleyebildiği ve yönetime ortak olabildiği bir süreçtir.

Tuzla Belediyesi’nin bu noktadaki tavrı, tartışılması gereken bir örnektir. Tuzla’da bugüne kadar alınan birçok karar, yeterince şeffaf ve katılımcı süreçlerden geçmeden uygulamaya konulmuştur. Kentin geleceğini ilgilendiren projelerde mahalle halkı çoğu kez yalnızca “sonuçla” karşılaşmakta, sürecin dışında bırakılmaktadır. Bu yaklaşım, modern ve demokratik yerel yönetim anlayışından uzak bir tabloyu işaret ediyor.

Bugün Türkiye’nin birçok belediyesinde katılımcı bütçe uygulamaları, mahalle forumları ve kent konseyleri daha aktif hale getirilmeye çalışılırken; Tuzla’da bunun gerisinde kalınması, halkın iradesini daraltan bir yönetim tarzına işaret ediyor. Oysa Tuzla gibi hızla büyüyen, göç alan ve toplumsal çeşitlilik barındıran bir ilçede, katılımın genişletilmesi hem demokratik bir zorunluluk hem de hizmetlerin verimliliği için temel koşuldur.

Katılım kültürü gelişmedikçe, yerel yönetimlerle halk arasında mesafe büyür; belediye yalnızca “yukarıdan karar” alan bir mekanizma haline gelir. Tuzla Belediyesi’nin bugünkü tavrı da maalesef bu yönlü bir eğilime işaret ediyor.

Yerel yönetimlerde gerçek demokrasinin yolu, halkın örgütlü, bilinçli ve etkin katılımından geçiyor. Bu katılım yalnızca yönetimi denetlemekle kalmaz, aynı zamanda daha adil, daha eşitlikçi ve daha şeffaf bir kentin inşasına katkı sunar.

Tuzla’nın ihtiyacı olan şey; halktan kaçan değil, halkla birlikte yol alan bir belediyecilik anlayışıdır.

Yerel Yönetimlerde Katılım Kültürü ve Tuzla Belediyesi
+ - 2

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. 2 Ekim 2025, 09:49

    aslında sorun sadece Tuzla belediyesi ile ilgili değil belediyeler aynı zamanda demokrasinin uygulandığı her işin şeffaf olduğu bir politika izlemelidir ve aynı zamanda belediyeler Ticari bir kurum değildir çünkü belediyeler dünyanın her yerinde halkın doğumdan ölümüne kadar var olan yaşam süresi içerisinde o kişinin sorunlarıyla ve belediye işleriyle alakalıdır yani aynı zamanda kendi sınırları içerisinde bulunan işsiz yoksul ve yaşamını idame edmiyenlerinde sorununu çözmek gibi bir zorunluluğu far onun için belediyeler bulundukları il sınırları içerisinde o ilin veya ilçenin sadece çöplerini almak ve inşaattan çıkan molozları ve çöplerini temizler anlayışından vaz geçmelidir çünkü oilde veya ilçedeki yaşayan insanların açlık sorunlarıyla okul sorunuyla ulaşım sorunuyla ilgili projeler geliştirmek zorundadır trafiği sorunun çözümünde projeler geliştirmek zorundadır bazen merkezi hükümetle ters düşe bilirler ve engellemeler olur onuda belediye başkanı halka açıktan anlatmalıdır.

    Cevapla
  2. 2 Ekim 2025, 09:58

    önceki sayfada yorumu yazdım

    Cevapla
Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin