Cumhuriyet Halk Partisi, yüz yıllık birikimi, örgütlü yapısı ve demokrasiyi önceleyen geleneğiyle Türkiye siyasetinin temel taşıdır. Ancak son günlerde yaşanan bir gelişme, parti tarihine yakışmayan bir tabloyu gözler önüne sermektedir.

İstanbul İl Başkanlığı’nda Gürsel Tekin’in görevlendirilmesi sonrasında yaşanan kargaşada, il binasında düzeni sağlamak, kırılan dökülen ortamı temizlemek üzere çağrılan 32 üye hakkında Genel Merkez’in ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na başvurması, partililerde büyük bir şaşkınlık ve tepki yaratmıştır.

Suç Nerede?

Ortada organize bir saldırı yoktur, parti ilkelerine aykırı bir eylem yoktur, kamuoyunda CHP’yi küçük düşüren bir davranış yoktur. Tek yapılan, parti binasında temizlik ve düzen çalışmasına katılmak olmuştur. CHP tüzüğü incelendiğinde, bu eylemin disiplin suçu kapsamında değerlendirilemeyeceği açıkça görülmektedir.

Hırs Aklın Önüne Geçti

Bu karar girişimi, siyasetin soğukkanlılıkla değil, hırsla yürütüldüğünü göstermektedir. Parti içi iktidar mücadelelerinin bedelini emekçi, sade üyelerin ödemesi kabul edilemez. CHP’nin tarihindeki en önemli değerlerden biri, üyelerin katılımı ve emeğinin kıymetli görülmesidir. 32 kişinin partiden atılmak istenmesi, bu geleneğe gölge düşürmektedir.

Hukuki Açıdan Tüzük İhlali

CHP Tüzüğü’ne göre, üyeler hakkında disiplin işlemi yapılabilmesi için açık gerekçeler gerekir.

Kesin ihraç cezasını gerektiren hallerden bazıları şunlardır:

1. Parti program ve tüzüğüne aykırı davranmak, partiyi yıpratmak.
2. Parti kurullarının kararlarına aykırı hareket etmek.
3. Parti aleyhine başka bir siyasi örgütlenme içinde yer almak.
4. Parti üyelerinin onurunu kıracak, partiyi küçük düşürecek fiillerde bulunmak.
5. Kamuoyunda partiyi suç veya şiddetle ilişkilendirecek davranışlarda bulunmak.

Bir üyenin kesin ihraç edilebilmesi için, gerçekten ağır bir ihlal olması gerekir. Temizlik yapmak, düzen sağlamak ya da çağrı üzerine il binasına gitmek, bu kapsama girmez.

Dolayısıyla 32 üyeye yönelik ihraç girişimi, yalnızca siyaseten değil, hukuken de temelsizdir. Parti tüzüğüne aykırı olarak yapılan her disiplin işlemi, ileride parti içi hukukta iptal edilebilir.

Parti İçi Demokrasiye Darbe

CHP, üyelerinin fikirlerini özgürce ifade edebildiği, örgütlü mücadelenin esas olduğu bir partidir. İhraç girişimi ise, farklı eğilimleri susturmaya ve gözdağı vermeye yönelik bir adımdır. Parti içi tartışmalar disiplin sopasıyla bastırılırsa, örgüt içinde güven ortamı ortadan kalkar.

Çözüm Nedir?

• CHP yönetimi, bu yanlış adımdan derhal geri dönmeli, ihraç taleplerini geri çekmelidir.
• Parti içi sorunlar demokratik diyalogla çözülmelidir.
• Emek veren, partiye gönül koyan hiçbir üye siyasi hesapların kurbanı edilmemelidir.

Sonuç

CHP yönetimi unutmamalıdır ki, CHP’nin gerçek gücü üyelerindedir. O üyeleri dışlamak, cezalandırmak değil; kucaklamak, sahiplenmek partiyi büyütür. 32 üyeye yönelik ihraç girişimi, sadece siyaseten değil hukuken de savunulamaz. Bu karar, partiyi zayıflatır, toplumsal güveni sarsar.

CHP’nin geleceği, aklın ve sağduyunun öne çıkmasıyla şekillenecektir. Hırsların aklı gölgelediği bu süreçte, partililerin ve kamuoyunun beklentisi, yönetimin akıl tutulmasından uyanarak örgütlü iradeye ve parti geleneklerine sahip çıkmasıdır.