Siyaset, halk için hizmet üretme sanatıdır. Demokrasiye dayalı yönetim anlayışı, toplumun tüm kesimlerinin fikirlerinin dikkate alınmasını, katılımcı bir modelle yönetimin şekillendirilmesini gerektirir. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), yalnızca parti üyelerinin değil, üye olmayan seçmenlerin de güvenini kazanmak için yeni ve somut fikirler geliştirmeli, örgütlenme modelini tabandan yukarıya doğru güçlendirmelidir.
Örgütlenmede Yeni Bir Yol Haritası: İlçelerden Başlayan Hareket
Türkiye’nin siyasal dönüşümünü sağlamak ve halkın taleplerine doğrudan yanıt verebilmek için CHP’nin ilçelerden başlayarak yeni bir örgütlenme modeli oluşturması gereklidir. Parti içi demokrasiyi güçlendirmek ve toplumsal hareketleri doğrudan siyasete entegre etmek için yerelden merkeze işleyen bir sistem kurulmalıdır.
Bu kapsamda her ilçe, yılda bir kez farklı temalar altında katılımcı kurultaylar düzenlemelidir:
Emekli Kurultayı: Sosyal güvenlik, emeklilerin geçim koşulları, sağlık hizmetleri ve yaşam standartları üzerine öneriler.
Gençlik Kurultayı: Eğitim sistemindeki eksiklikler, istihdam ve gelecek kaygıları üzerine çözümler.
Kadın Kurultayı: Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın hakları, şiddetle mücadele ve ekonomik bağımsızlık konusunda öneriler.
Demokratik Kitle Örgütleri Kurultayı: Sivil toplumun güçlendirilmesi, yerel aktivizm ve demokratik taleplerin siyasetle buluşturulması.
Bu kurultaylardan çıkan somut öneriler, her ilçe tarafından il başkanlığına iletilmeli, il başkanlığı tüm ilçelerden gelen verileri analiz ederek CHP Genel Kongresi’ne taşmalıdır. Böylece halkın doğrudan sesinin CHP’nin karar alma süreçlerine yansıdığı, zincirleme örgütlenmeyle güçlenen bir siyasi hareket ortaya çıkacaktır.
Yeni Modelin Siyasetteki Etkisi
Bu tür sistematik örgütlenme ve demokratik katılım modeli CHP’nin, ✅ Halkla güçlü bağ kurmasını, ✅ Seçmen tabanını genişletmesini, ✅ Parti içi demokrasiyi güçlendirmesini, ✅ Yerel düzeyde sorunlara daha hızlı çözümler üretmesini, ✅ Türkiye’nin geleceğini belirleyen ana aktörlerden biri olmasını sağlar.
Sonuç: Katılımcı Demokrasi ve Halkın Sesi
CHP’nin geleceği, yalnızca liderler üzerinden değil, halkın gerçek sorunlarına ne kadar çözüm sunduğuyla şekillenecektir. Eğer parti yerelden başlattığı kurultaylar ve örgütlenme ile halkın taleplerini siyaset mekanizmasına yansıtabilirse, hem seçmen desteğini artırabilir hem de Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde kritik bir rol oynayabilir.
Siyaset, toplumun sorunlarını çözmek ve halkın geleceğini güvence altına almak için yapılmalıdır. CHP, bu prensiple hareket ederek, halkın sesini doğrudan siyasete taşımak zorundadır. Yeni bir örgütlenme modeli, partinin ideolojik gücünü artıracak, halkla daha güçlü bir bağ kurmasını sağlayacaktır.
Halkı dinleyen, fikirlerini uygulayan bir siyasi yapı ancak katılımcı demokrasiyle mümkün olur. CHP, bu dönüşümü gerçekleştirdiği takdirde Türkiye’nin geleceğinde daha güçlü bir yer edinmeye aday olacaktır.
Bu önerilerin, CHP’nin yerelden başlayarak halkla daha güçlü bağlar kurmasını ve demokratik süreçleri derinleştirmesini amaçladığı açık. Tuzla Demokrasi Hareketi, iki yılı aşkın süredir bu fikirleri örgütler içerisinde yayarak CHP’nin iktidara ulaşması için somut adımlar atılması gerektiğini vurguluyor.
Bu modelin uygulanması, CHP’nin yalnızca parti içi dinamizmini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda toplumun gerçek taleplerini doğrudan siyasete taşımak için güçlü bir mekanizma yaratacaktır. Demokrasi, halkın doğrudan yönetime katılmasıyla anlam kazanır ve bu sürecin başarıya ulaşması için önerilerin ciddiyetle ele alınması büyük önem taşıyor.
Örgütlerin bu önerileri dikkate alarak harekete geçmesi, CHP’nin gelecekte daha kapsayıcı ve halkçı bir çizgide siyaset yapmasını sağlayacaktır. Katılımcı demokrasi ve tabandan yükselen örgütlenme modeli, Türkiye’nin siyasi dönüşümüne önemli katkılar sunabilir.
Bu çağrı, yalnızca parti üyelerine değil, demokratik değişim isteyen tüm kesimlere yöneltilmiştir. Türkiye’nin yarınını şekillendirmek için ortak akıl ve mücadele şart!
Kaleminize sağlık
Aynen katılıyorum
YÜREĞİNE SAĞLIK