Türkiye’de siyasetin kalbi sokakta değil, kongre salonlarında atıyor. Ancak bu salonlara kimlerin girip neyi şekillendireceği, “delege” adı verilen kişilere bağlı. Peki, nedir bu delege? Neden seçilir? Ne yapar? Ve daha önemlisi: Gerçekten halkı mı temsil eder, yoksa birilerinin siyaset oyununda piyon mudur?
Delege Nedir?
Delege, bir siyasi partiye kayıtlı üyeler tarafından belirli görevleri yerine getirmesi için seçilen temsilcidir. Bu görevler arasında en önemlisi, ilçe, il ve büyük kurultay kongrelerinde parti yönetimini, ilçe başkanlarını, il başkanlarını, hatta genel başkanı seçmektir.
Yani aslında delege, partinin iç işleyişinde temsil yetkisi verilmiş kişidir. Bir nevi “parti içi milletvekili” gibi düşünebiliriz. Ancak seçildiği andan itibaren kendi iradesiyle değil, çoğunlukla bir gücün iradesiyle hareket eder hale gelir.
Delege Ne İçin Seçilir?
- Parti içi demokratik işleyişi sağlamak
- Parti üyelerinin iradesini taşımak
- İlçe, il ve genel merkez kongrelerinde oy kullanmak
- Aday belirleme süreçlerinde katkı sunmak (bazı partilerde ön seçim ya da temayül yoluyla)
Ancak bu görevler, kâğıt üzerinde kaldığında ve delege sistemine dışarıdan müdahale olduğunda işlevsizleşir.
Delege Gerçekten Özgür mü?
İşte işin en can alıcı noktası burada:
📍 Teoride, delege parti üyelerinin seçtiği ve iradesini özgürce yansıtan bir figürdür.
📍 Pratikte ise, birçok partide delege seçimleri ya “blok liste” ile ya da “ilçe ağalarının gölgesinde” yapılır.
Bu şu anlama gelir:
Delege seçimleri, genel başkanın adamları, ilçe başkanlarının dostları, belediye başkanlarının destekledikleri, hatta siyasi rant dağıtanların kontrolünde şekillenir.
Seçim değil, atama havası hâkim olur.
Siyaset Tacirlerinin Kuklası mı?
Bugün Türkiye’de birçok siyasi parti, demokratik işleyiş yerine delegeleri kontrol ederek parti içi iktidarı elinde tutan küçük klikler tarafından yönetilmektedir. Bu klikler, delegeleri:
- Blok listelerle belirler
- Baskı, vaat veya tehdit ile yönlendirir
- Akrabalık, çıkar ilişkileri veya siyasi sadakatle ödüllendirir
Yani delege artık “partili halkın sesi” değil, “siyaset tacirlerinin eli” haline gelmektedir.
Sonuç: Halkın Partisi mi, Bürokratik Ağa Partisi mi?
Parti içi demokrasi olmadan ülkede demokrasi olamaz.
Delegeler özgür olmazsa, seçilen ilçe başkanı özgür olamaz.
O da il başkanını belirleyemez, genel başkan dayatma ile seçilir, milletvekili listeleri yukarıdan iner, seçmen sadece sandığa gidip listeye mühür basmakla yetinir.
Ve biz buna hâlâ “demokrasi” demeye devam ederiz.
Ne Yapmalı?
- Parti içi seçimler açık, şeffaf ve çoklu adaylarla yapılmalı
- Delege seçimleri blok liste değil, çarşaf listeyle olmalı
- Delegeler kamuoyuna hesap verebilir olmalı
- Delege sisteminin yanında ön seçim esas olmalı
- Üyeler, seçtikleri delegenin kararını sorgulamalı
Unutmayalım:
Gerçek temsil halkın iradesine dayanır.
Delege halktır. Ama halk, temsilcilerini kontrol etmezse; temsilciler başka çıkar gruplarına dönüşür.
Demokrasi mücadelemiz, mahalle delegesinden başlar. Delege seçimlerinde dürüst olalım…
Birilerine koltuk ve A101 kartları dağıtarak delege seçme girişiminde bulunmayalım.





Cumhuriyet Halk Partisinde Sakarya kurultay,da 3 kez il, ilçe de delege lik lerinde çok kez delegelik yaptım. 3 kez de kurultaya giderken tüm üyeler nezninde genişletilmiş toplantı yaptım ve çıkan sonuca göre gittim oyumu kullandım. böyle olması gerekli…
EĞRİ ZEMİNDE DOĞRU YÜRÜMEK,NE KADAR MÜMKÜN İSE KİRLENMİŞ SİYASAL ATMOSFERDEN DOĞRU,DÜRÜST SİYASET YAPMAK O KADAR OLANAKLI OLABİLİR..
Siyasal Atmosfer Kapkara…Kirli mi,Kirli….