Burhanettin YILMAZ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. “Delege Ağalığıyla Demokrasi Olmaz!”

“Delege Ağalığıyla Demokrasi Olmaz!”

2300 yıl önce söylenen bu söz, bugün Türkiye’nin siyasi manzarasını tarif edecek kadar güncel. Çünkü bu topraklarda demokrasi hâlâ sadece “sandığa gitmek” zannediliyor. Oysa sandığın içini dolduran sadece oy pusulası değil; halkın bilgisi, örgütlü bilinci, özgür tartışmasıdır.

Advert
service
1
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Advert

 

“Demokrasi bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar, demokrasi despotluğa dönüşür.”
— Platon (M.Ö. 427 – 347)

2300 yıl önce söylenen bu söz, bugün Türkiye’nin siyasi manzarasını tarif edecek kadar güncel. Çünkü bu topraklarda demokrasi hâlâ sadece “sandığa gitmek” zannediliyor. Oysa sandığın içini dolduran sadece oy pusulası değil; halkın bilgisi, örgütlü bilinci, özgür tartışmasıdır. Demokrasi, sadece gönülle değil; akılla, eğitimle ve ortak akılla kurulur.

Ama bizde ne oluyor?

AKP Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Ali Cevheri, 2023 seçimlerinden hemen önce şu sözleri sarf etti:

“Demokrasiyi bu ülkede ilkokul mezunları getirecek. Bu ülkeye demokrasiyi getirecek olan diploma sahibi olanlar değil; okuma yazma bilen, gönlüyle hareket eden insanlardır.”

Evet, yanlış duymadınız. Bu söz sadece bir gaf değil, bir sistemin niyet beyanıdır. Bu sözde “gönülden demokrasi” güzellemesi, aslında cehaleti kutsama; aklı, bilgiyi ve liyakati dışlama; biat kültürünü övme ve yeni bir despotluk anlayışının propagandasıdır.

Platon’un uyarısında belirttiği gibi, eğitimsiz kalabalıklar demagoglara açık hedef olur. Türkiye’de ise yıllardır iktidarda kalmak isteyenler, cehaleti ve yoksulluğu birer araç gibi kullanıyor. Yoksul bırakılan, örgütsüzleştirilen halk, sonra da “gönüllü kullar” ilan ediliyor. Bu düzenin adı demokrasi değil, organize aldatmacadır.

 

Parti İçi Demokrasi mi? Orada da İçler Acısı Durumdayız!

Bir ülkede gerçek demokrasi, önce siyasi partilerin iç işleyişinde başlar. Eğer bir parti kendi içinde ön seçim yapamıyorsa, delege seçimleri kapalı kapılar ardında yapılıyorsa; o partinin halka “demokrasi” anlatması boş bir hayaldir.

İktidar partisi çoktan bir adam rejimine dönüşmüş durumda. Milletvekili listeleri saraydan iniyor, atamalar yukarıdan yapılıyor. Halkın sesi değil, yukarının iradesi geçerli. Siyaset değil sadakat yükseliyor.

Peki ya muhalefet partisi olarak biz ne yapıyoruz?

CHP’de “değişim” söylemiyle yola çıkanların, şimdi parti içi yarışları yine delegeler üzerinden dizayn etmesi ne anlama geliyor? Dünün delege ağalarıyla bugünün “yenilikçileri” kol kola mı yürüyor? Eğer değişen sadece yüzlerse, o zaman değişim değil, makyajdan bahsediyoruz demektir.

Bu sorunun cevabı, yapılacak delege seçimlerinde verilecek. Ve bu cevap, sadece bir partiyi değil, muhalefetin samimiyetini de ortaya koyacak. Delegeler özgür iradeleri ile mi seçilecek yoksa siyaset tacirleri geçmişte olduğu gibi istedikleri gibi mi şekillendirecek…

 

Cehaleti Övmek, Halkı Aşağılamaktır

Cehaleti övmek, halka güvenmek değildir. Halkı eğitimsiz, örgütsüz ve yalnız bıraktıktan sonra “gönlüyle karar verir” demek, halkı aldatmaktır. Gerçek halk iktidarı, ancak bilinçli bir toplumla mümkündür.

Bugün Türkiye’de halkın önüne sandık getiriliyor ama o sandıkta tercihler yukarıdan belirleniyor. Sahte liderler parlatılıyor, medya aygıtlarıyla akıl değil korku pompalanıyor. Seçmene “ya ben ya kaos” denilerek seçenek değil, tehdit sunuluyor.

 

Son Söz Değil, İlk Uyarı

Eğer bir ülkede cehalet yüceltiliyor, bilgi aşağılanıyorsa…
Eğer eğitimli insanlar dışlanıyor, liyakat değil sadakat ödüllendiriliyorsa…
Eğer siyasi partiler halkın değil, kliklerin kontrolündeyse…
Orada demokrasi değil, “demagoglar cumhuriyeti” hüküm sürer.

Ve her demagogun ardında bir tiran vardır.
Her tiranın ardında ise zincire vurulmuş bir halk…

Ama o zincir kırılacak.
Çünkü bu halk, ilkokul mezunu da olsa, üniversite mezunu da olsa önce adalet, sonra özgürlük ister.
Ama asla kandırılmak istemez!

 

“Delege Ağalığıyla Demokrasi Olmaz!”
+ - 1

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. nerede hangi ülkede demokrasi var?
    ütopik bir kurum demokrasi.
    yüzyıllardır peşinde koşarız ancak demokrasi’ye biz yaklasamiyoruz bile.
    eskiden ağalık feodalizmini yıkacağız derken bugün karşımıza siyasal dinci yaklaşımlar maskeli soyguncular çıktı.
    Hepsinin kaynak bulduğu alan ise eğitimsiz kitleler, eğitim de reform olmadan birey yaratmadan despotizm devam edecektir. bunun parti ayrımı olmadan tamamı aynı. en eğitimli di dahi okur yazar olması cehalet maskesini yok etmiyor.
    saygılarımla

    Cevapla
Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin